“Sıradan hayatımın değişmek üzere olduğunun farkında değildim ama o yılın en kötü olayının migrenim olmayacağına dair içimde tuhaf bir his vardı. Zaten kim hayatını değiştirecek bir anın yaklaştığını önceden kestirebilir ki? Bu sadece bir his, hatta bir yumru. Hani bazen insanın boğazına bir yumru o..
Aydınlık, soğuk bir nisan günüydü ve saat öğlen bire geliyordu. Buz gibi esen rüzgârdan korunmak için çenesini göğsüne kadar indirmiş olan Winston Smith, Zafer Konakları’nın cam kapılarından hızlıca geçmesine rağmen bir toz bulutunun kendisinden önce girmesini engelleyecek çabuklukta değildi. Binanı..
1984İngiliz yazar George Orwell, Hayvan Çiftliği’nden sonra 1984’ü kaleme aldı. Romanın yazımaşaması zorluklarla geçti. Veremle mücadele eden Orwell, birkaç kez romanın adını değiştirdi.Orwell, 1984 distopyasında devletlerin otoriter siyasi tutumlarını sert bir şekilde göz önüne serdi. Okyasnusya ad..
Herkesin içindeyken ya da tele-ekranın görüş alanındayken düşüncelerinizi başıboş salıvermek tehlikeliydi. En ufak bir şey sizi ele verebilirdi. Sürekli gözünüzün seğirmesi, yüzünüzün kaygılı bir hâl alması, kendi kendinize mırıldanmanız, tuhaflık belirtisi gösteren ya da bir şeyler sakladığınız şüp..
“Özgürlük, iki artı iki dört eder diyebilmektir. Eğer buna izin verilirse, gerisi gelir.”Sene 1984. Her hareketi izleyen tele-ekranların ve her düşünceyi okuyabilen totaliter düzenin devri… Yıllarca süren savaşların sonunda dünya üç büyük devletin elinde. Okyanusya vatandaşı Winston Smith, insanlığı..
Winston, hüngür hüngür ağlayarak, “Elimde değil,” dedi. “Gözümle gördüğümü nasıl yadsırım? İki kere iki dört eder.”“Bak, Winston. Bazen iki kere iki beş eder. Hatta bazen üç eder. Bazen aynı anda hem beş hem üç ettiği de olur. Daha fazla çaba göstermelisin. Aklı başında olmak kolay değildir. …Üçüncü..
George Orwell’in ‘1984’ adlı romanından uyarlanmıştır. 1984 yılının Londra’sında, adıyla büyük bir ironi içindeki Gerçek Bakanlığı’nda çalışan Winston Smith, Julia adında bir kadına âşık olur. Ne var ki tele-ekranların herkesi izlediği, Büyük Birader’le Parti’nin neredeyse tüm duygu ve davranışlara ..
“Bir insan diğerinin üzerinde nasıl güç kurar Winston? Winston düşündü. ‘ Ona acı çektirerek.”“Hayatında bir kez olsa bile bu erdem duvarını yıkmayı, sevilmekten daha çok istiyordu.”“Aptallık, zeka kadar gerekliydi ve edinilmesi en az onun kadar zordu.”“Günlük tutmak yasak değildi. Ama tespit edilir..
Anlamsız olduğunu bildiğinden bunu yapmadı. İster KAHROLSUN BÜYÜK KARDEŞ yazsın, ister yazmasın, artık önemi yoktu. Günlük yazmaya devam etmesi ya da etmemesi de önemli değildi. Her iki durumda da bu Düşünce Polisinin gözünden kaçmazdı. Suçu işlemişti- kalemini kâğıt üzerine bırakmasa bile suçlanaca..
Çıkardığınız her sesin dinleneceği, her hareketinizin gözetleneceği varsayımıyla yaşamalıydınız çünkü sizi ne zaman izlediklerini asla bilemezdiniz. İdraki en gelişkin olanın en çok yanıldığı, en zekinin aklını yitirmeye en yakın kişi olduğu, korkunun karışmadığı tek bir duygu bulamayacağınız bir dü..
Parti’nin resmî ideolojisine göre gerçekliğin belirlenip kurgulandığı Hakikat Bakanlığı’nda düşük rütbeli bir memur olarak çalışan Winston Smith, 1984 yılının bir bahar günü eskici dükkânından bir defter alıp, teleekranın onu görmediği bir kör noktada günlük tutmaya başlar. Temel amacın İngsos Parti..
Nisan ayının aydınlık, soğuk bir günüydü ve saatler on üçü vuruyordu. Berbat şekilde esen rüzgardan korunmak için çenesini göğsüne gömen Winston Smith, Zafer Konakları’nın camlı kapılarından hızla içeriye daldı ancak peşinden gelen toz, toprak girdabının onunla birlikte içeriye girmesine engel olama..